
29 Eylül 2008 Pazartesi
bayramınız kutlu olsun

28 Eylül 2008 Pazar
fındıklı rulo tatlı
- 1 çay bardağı yoğurt
- 1 çay bardağı sıvıyağ
- 1 yumurta
- yarım paket margarin
- 1 kabartma tozu
- 1 vanilya
- aldığı kadar un
içi için
bir su bardağı kırılmış fındık
yarım su bardağı şeker
bir tutam tarçın
şerbet
3 su bardağı su
3 su bardağı şeker
bütün malzemeleri karıştırıp çok sert olmayan bir hamur elde edelim
hamuru merdaneyle incecik açalım ve fındıklı karışımı serelim.rulo yapıp keselim ve bir kaç seferde hamurumuzu bitirelim . kestiğimiz ruloları yağladığımız fırın tepsisine dizip 170 dereceli fırında pişirelim.
şerbeti yapıp üstüne dökelim..
27 Eylül 2008 Cumartesi
PATLICANLI KEBAP (iftar etkinliği)
- yarım kilo kuşbaşı et
- 1 adet soğan
- 2 adet sivri biber
- 1 adet soğan
- 4 adet patlıcan
- yarım çorba kaşığı tereyağı
- sıcak su
- tuz,karabiber
- kızartmak için sıvıyağ
soğanı yemeklik doğrayalım.tereyağını büyük bir tencereye alarak eritelim.önce eti sonra soğanı ekleyerek soğanlar pembeleşene dek kavuralım.et suyunu salıp sekince küp küp doğranmış domatesi ve doğranmış yeşil biberi etlere ilave edelim.üzerini biraz aşacak kadar sıcak su ekleyelim.karabiber ve tuzla tatlandırıp suyunu çekene kadar pişirelim.
patlıcanları alaca soyalım.halka halka doğrayalım.dilersek tuzlu suda bir süre bekletelim.çıkartıp kurulayalım.patlıcanları sıvı yağda fazla karartmadan kızartalım.fazla yağını süzüp bir tepsiye dizelim.kavurduğumuz eti patlıcanların üzerine dökelim.üzerini düzelterek orta dereceli fırına verelim.15 dakika kadar pişirelim.
patlıcanlı kebabımız sersive hazır.. dilerseniz daha fazla domates ve biber kullanabilirsiniz.. ben iki ölçek yaptım.. yani malzemelerin iki katını kullandım..
iftar etkinliğinin 4. haftası ev sahipliğini yapan http://hobievigardenya70.blogspot.com bloğunun sahibi arkadaşımıza gönderiyorum..kolay gelsin canım..
26 Eylül 2008 Cuma
GALETE UNLU TATLI
4 yumurta
1 nescafe fincani sıvı yag
1 nescafe fincani galeta unu
1 nescafe fincani ceviz
1 nescafe fincanı hindistan cevizi
1 nescafe fincani seker
1 kabartma tozu,
1 vanilya
Şerbeti:
2,5 nescafe fincanı su
2 nescafe fincanı seker
Krema:
1 kg süt
1 nescafe fincanı mısır nisastası
1 nescafe fincanı seker
1 Vanilya
25 Eylül 2008 Perşembe
KİLİS TAVA (iftaqr etkinliği)
- kırmızı ve yeşil biber,maydonoz,soğan ve sarmısakları incecik olacak şekilde doğrayalım ben rondoda çektim
- kıymaya doğradıklarımızı ve baharatları koyup iyice yoğuralım ve tepsiye yayalım
- sıvı yağı üzerine gezdirelim ve dilimlenmiş patates ve domatesleri resinde ki gibi koyalım
- 170 derecelik fırında 50 dakika kadar pişirelim.servis e hazır.
dema eden iftar etkinliğine gönderiyorun bu yemeğimi.. ve arkadaşıma kolay gelsin diyorumm..
24 Eylül 2008 Çarşamba
ŞEKERPARE
.jpg)
4 kaşık pudra şekeri
1 yumurta
1 kabartma tozu
aldığı kadar un
şerbet:
3 bardak şeker
3 bardak su
bütün malzemeleri karıştırıp yumusak bir hamur elde ederiz.. ve hamurumuza şekil verip üzerine fındık koyarız.. 170 derece fırında pişiririz.. şerbetimizde şekerparemizde ılık olacak şekilde şerbeti tatlıya döküp. soğuyunca servis yaparız.
20 Eylül 2008 Cumartesi
PATLICAN OTURTMA (İFTAR BEREKETİ ETKİNLİĞİ)
ayrı bir tencereye sıvıyağı koyalım.. doğradığımız soğanı kavuralım.. kıymayı kavuralım.. küp küp doğradığımız domatesi ve salçayı koyalım.. hepsi kavvrulunca baharatlarını koyalım tuzunu koyalım..yarım bardak su ekleyelim..pişirelim. isteğe göre maydonoz da koyalım..
kıymayı borcama dizdiğimiz patlıcanların üstüne yayalım. üzerine domates ve biber koyup fırına verelim.. istersek yemeğe biraz daha sıcak su ekleyebiliriz.. susuz olmsın diye..
AFİYET OLSUN
18 Eylül 2008 Perşembe
tiramisu
8448.jpg)
kakaolu hazır kek
3 yemek kaşığı un
3 yemek kaşığı şeker
1 adet yumurta
2 su bardağı süt
1 paket (200gr) labne
ıslatmak için
2 tatlı kaşığı kahve
1 fincan sıcak su
süslemek için
kakao ve dekor şekeri
Hazırlanışı
1 fincan sıcak su ile kahve hazırlanır. (İstenirse 1-2 küp şeker konulabilir.)
Kekin tabanı servis tabağına konulup hazırlanan kahve ile ıslatılır.
Un, şeker, yumurta ve süt ocakta muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir.
Muhallebi ılınınca içine labne ilave edilip mikserle çırpılır.
Önceden ıslatımış kekin üzerine muhallebinin yarısı konulur.
Kekin üst kısmı da kahve ile ıslatılır ve muhallebi üzerine dökülüp düzeltilir.
Soğuduktan sonra servis yapılınncaya kadar dolaba kaldırılır.
Servis yapılmadan önce üzerine çay süzgeci ile kakao serpilir.
8452.jpg)
tarif yemekname dergisinin editörü devletşaha ait..
bumbada yada kokostar


gelelim tarife:
daha bloğum yokken ve sessiz sessiz blog takibi yaparken sevilceden inciler bloğuyla karşılaştım.. çok güzel tarifler vardı.. bu tarifi de orda gördüm.. sonra baktım ki oktay usta da bu tatlıyı sevilceden inciler bloğundan alıp yapmış.
benimde buzlukta hazır rendelenmiş bekleyen hindistan cevizim vardı.. bumbada tatlısını yapayım bari dedim...
tarif yazmayı üşendiğim için. oktay ustanın sitesinden kopyala yapıştır yapıcam... ama resimler bana ait yanlış anlaşılmasın..
bu ara resim hırsızlığı çok fazla oluyomuş.. bende resim hırsızlığını kınıyorum.. bence çok ayıp. eğer yapıpta resmini koyamıyosan tarifide vermeyiver.. dimi ama...
Malzemeler :
250 gr margarin
1 çay b. pudra şekeri
2 yumurta
1 çay b. sıvıyağ
3 çorba k. kakao
1p. kabartma tozu
1p. vanilya
alabildiği kadar un
İç harcı için:
1 taze hindistan cevizi
1 çay b. tozşeker
1 fincan süt
şerbeti:
1 su b. tozşeker
2 su b.su
Hazırlanışı :
250 gr oda sıcaklığındaki margarini elinizle iyice yumuşatın. Üzerine yumurtayı kırın. Pudra şekerini,sıvıyağı ekleyin. Kakaoyu da ekleyip karıştırın. En son 4 su bardağı unu, kabartma tozunu ve vanilyayı ekleyin.Yumuşak bir hamur hazırlayın. Ceviz büyüklüğünde parçalar kopartın. İçlerine taze hindistan cevizi rendesi,tozşeker ve bir yumurta akını karıytırıp içlerine bir tutam koyup içli köfte gibi kapatın. İstersenizyuvarlayın isterseniz yumurta şekli verin.
Biraz zorlanabilirsiniz çünkü un kurabiyesi hamuru gibi kırılan bir hamur Şekil verdikten sonra tepsiye dizin ve 175 derecede pişirin. Daha sonra soğuk şekerli suyu üzerine dökün.Nefis bir tatlı..Blog arkadaşımız sevilcedeninciler e teşekkürlerimizle
ben üstüne çikolata sosu yapıp döktüm.. sizin tercihinize kalmış..

13 Eylül 2008 Cumartesi
İNANMAK NE MUHTEŞEM NE ÖZEL BİR ŞEY!

Ramazan geldi. Acaba ona erişmiş olmak beni ne kadar mutlu etti? Ona erişmiş olmak beni nasıl etkiledi? Dünyanın en yalnız köşesinde 11 aydır gurbeti yaşarken sevdiğimin yanına gelmiş gibi mi oldum?
Çevremde kimse halimden anlamaz, kapı kapı yalnızlığı yaşarken havada yalnızlığı solurken, birden dünyam zengin bir eve, zengin bir canlılığa mı döndü?
Bunun cevabını tam vermekten korkuyorum. Aklıma Resulullah (sas) adı anılınca O'na salavat getirirken elimi göğsüme koymam geliyor. Hani O'na olan sevgimi O'nun ayrıcalığını kendime hatırlatıp O'na gönülden selam veriyorum ya, sonra öğreniyorum ki, O insanın elini göğsüne götürmesinin sebebi meğerse şuymuş; Resulullah (sas)'a âşık olan sahabe efendilerimiz O'nun vefatından sonra adı anılınca kalplerinin atışına özlemin kalp atışı şekline dönüşür hızına hakim olamayınca çarpıntıyı bastırmak için ellerini kalplerine koyarlarmış. Meğer O aşkın sevginin vücuda yaptığı etkiyi bastırmak içinmiş... Aklıma bu geliyor. Kalbine, kendine hakim ol, o gitti ama bizimle demekle elini ritüel olarak göğsüne koymanın farkı.
Ahh o Ramazan bir de benim yaşadığım Ramazan? Neden böyleyim? Derken gözümün önüne yükselip pervaz etmek isteyen bir zeplin veya balon geliyor. Uçmak istiyor, istiyor; ama bir türlü uçamıyor. Çünkü ipleri yerdeki kazıklara sıkı sıkı bağlı. Çözmek lazım. Kontrolsüz havalanmasın diye içi çuvallarla dolu. Boşaltmak lazım. Balonun içinde genleşecek ve uçuracak olan helyum gazını ısıtmak lazım. Bende uçmak, pervaz etmek istiyorum; ama iplerim sıkı sıkı dünyaya bağlı, bencillik, beklenti, hırs çuvalları kalbimde dolu, atmak lazım. Uçuracak helyumu ısıtacak, pervaz ettirecek olan ateşi yakmak lazım. Yani evrad-u ezkâra dikkatle devam, dili, kalbi, aklı Allah (cc) ile meşgul, Resulullah (sas) ile dost eylemek lazım ki; uçabileyim. Uçup mana ikliminde pervaz edebileyim. Ramazan'ı, Kadir'i Allah'a yakınlığı hissedebileyim.
Neden Ramazanlaşamıyorum? Neden Mirac'ı, Berat'ı, Regaib'i, cumayı hissedemiyorum? Beni dünyaya sıkı sıkı bağlayan iplerim neler? Sanki en kuvvetli ipim; "İnsanlar ne der?" sorusu. "Allah ne der?" sorusu çok aklıma gelmezken, "İnsanlar ne der?" hayatımın her yanını kuşatmış.
Namazın vakti geçebilir (Allah korusun) tehir olabilir. Ama randevularıma çok dakikimdir. Bana emanet olarak verilirken bedenimi, aklımı, gözümü, kalbimi abur cuburlarla doldururken, harcarken, toplantılarıma girenleri seçerim, herkesi almam... Sanki hayatımda "Allah ne der yok? ( O nasılsa AF eder!)" İpleri dünyadan çözmek lazım, çuvallarımı düşündüm; en büyük çuvalım sanki "beklentiler" gibi geldi. İlgi, sevgi, düşünülme, saygı, itibar görme... Hep bekliyorum.
Beklediklerimi bulamayınca kırılan bir dal gibi kuruyorum. Hatta bu arada en büyük beklenti olan RIZA'yı unutuyorum, her şeyi ondan beklemeyi bırakıp, fani beklentilerin peşinde koşarken öyle yoruluyorum ki, bu çuvalı zeplinden atmak lazım. Başka ağırlıklarım da var; bencilliğim, rahatı sevmem, hırslarım... İpleri çözüp çuvalları teker teker balondan bıraktıktan sonra sıra dengeli yükselebilmek için helyumu ısıtmam gerekiyor. Benim hayatımın motoru da evrad-u ezkârım olmalı. Her gün düzenli -az da olsa devamlı- belli beslenme kaynaklarım olmalı. Her gün mutlaka özel olarak Rabb'imle konuşmalıyım. Yani Kur'an-ı Kerim'i Rabb'imle diyaloğumun baş unsuru kabul etmeliyim..
İmanımı tazeleyip, onu kuvvetlendirmeyi her gün su içmek gibi vazgeçilmez görmeliyim. Aman ya Rabb'im gönül balonum nasıl da yükseliyor. Her dakikanın bahşedilen ne kadar özel bir ikram olduğunu, onu en iyi şekilde değerlendirmem gerektiğini hissediyorum... İnanmak ne muhteşem ve özel bir şey...

11 Eylül 2008 Perşembe
MİNİK EVİMİN TURUNCU MUTFAĞI

yeni başlığım nasıl..... çok sevinçliyim çünkü bloglarda gördüğüm o başlıklara bakar bakar kıskanırdım.. benimde bir başlık resmim olsun isterdim.. ama nasıl yapıldığını bilmiyodum..bugün tesadüfen allah karşıma keyfi zamanlar bloğunun sahibi songülü çıkardı..bende isterim diyenlere yaparım hemen diyodu... hemen bende isterimm dedim..bir kaç saat içinde bana bu güzel başlık resmimi yaptı.. o kadar mutlu oldum ki anlatamam.. burdan birkez daha teşekkür etmek istiyorum.. çok sağol canım....iyiki bugün tanıdım seni...
nasıl olmuş arkadaşlar yakışmış dimi?................
10 Eylül 2008 Çarşamba
FIRINDA ŞİŞ KÖFTE VE RAMAZAN PİDESİ ve İFTAR BEREKETİ ETKİNLİĞİ
8447.jpg)
8461.jpg)
ilk olarak köftemizi yoğururz . bildiğimiz köfte, tarifini vermeye gerek yok .
patlıcanları alaca soyarız ,enlemesine yuvarlak doğrarız ve tuzlu suya koyarız.
bu arada o,patatesleri soyup yuvarlak doğrarız..
küçük biberlerimizide hazırlarız
ve hepsini sırayla kızartırız . ama çok az sadece diriliğini öldürecek kadar az kızartırız.
8468.jpg)
tarif:
4 bardak su
1 paket yaşmaya
1bardak ılık su
yarım bardak ılık süt
yarım bardak sıvıyağ
iki tatlı kaşığı şeker ve tuz
üzeri için
iki kaşık süt
bir kaşık yağ
bir yumurta sarısı
susam çörekotu
unun ortasını havuz gibi açalım.mayayı, şekeri, suyu, yağı,sütü ve tuzu katıp karıştıralım.hamurumuzu yoğuralım..biraz un eklenebilir.....
hamurumuzun üzerine nemli bez örterek sıcak biyere koyalım..bir saat bekletelim
onu beklerken şişlerimizi hazırlayalım:
şişlere malzemeleri sırasıyla dizelim.. tabii küçük domateslerimizi de unutmamak lazım..o an evde küçük domatesi olmayan normal domatesi doğrayark ta yapabilir.
fırın tepsisinw koyalım şişlerimizi ayrı bir yerde salçalı su yapalım ve şişlerin üstüne dökelim..fırında suyunu biraz çekene kadar pişirelim
gelelim hamurumuza . hamur mayalanmış iki katı olmuştur zaten..elimizi ve tepsimizi yağlayarak ve unlayarak hamurumuza pide şeklini verelim..üstüne tahta kaşığın sırtıyla çizgiler çekelim.
bir saat daha tepside mayalanmasını bekleyelım.
mayalanınca üstüne yumurtalı karışımı dökelim. susam ve çörekotuda dökelim ve 2oo dereceli fırında pişirelim..
pişerken eğer üstü sertleşirse fırçaile sıvıyağ sürün fırına tekrar verin..
afiyet olsun
8466.jpg)
BU TARİFLERİMİ DE SEVİLİN DÜZENLEDİĞİ İFTAR BEREKETİ ETKİNLİĞİNE YOLLADIM. AMA LİNK VERMEYİ UNUTMUŞUM.SAĞOLSUN SEVİL HATIRLATTI... ETKİNLİK ÇOK GÜZEL DEVAM EDİYOR....ÇEŞİT ÇEŞİT İFTAR YEMEKLERİNE BAKMAK İSTERSENİZ BURAYA TIKLAYABİLİRSİNİZ.
7 Eylül 2008 Pazar
SOBE
ARKADAŞIM FATOŞCUM SOBELEDİ BENİ.. ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM KENDİSİNE VE CEVAPLARIMI ZEVKLE VERİYORUM
BUYRUN:
1.Blog yazmaya ilk ne zaman başladın?
blog yazmaya ilk 23 şubatta 2008 de başladım.blog açmadan önce devamlı takip ediyodum blogları.......ve benimde bir bloğum olmalı dedim...bir iki ay sadece bloğuma isim düşündüm ama en sonunda nerden çıktıysa minik evimin turuncu mutfağı çıktı...heralde mutfağıma ne alırsam turuncu almamdan dolayı.........
2. Blog yazısı konularının belli bir çizgide olmasına özen gösteriyor musun?
konular genelde yemek ağırlıklı ama tabi ara ara yararlı bilgiler de yazmaya çalışıyorum... o an içimden nasıl yazmak geliyosa öyle yazıyorum... özen gösteriyorum tabii ama zorlamıyorum kendimi illa güzel yazıyım düzgün yazıyım diye.. yani içimden ne geçiyosa onu yazıyorum...
..3. Blog yazmayı ne kadar sürdüreceksin?
şimilik hiç bırakmaya niyetim yok... gidebildiği yere kadar gidecek..
4. Blog yazmak senin için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?
zorunlu bir hal almadı yalnız bazen arkadaşlarıma yorum yazmaya vaktım olmuyor sadece sayfalarını ziyaret edip çıkıyorum bu beni üzüyor.. herkese yorum bırakmak istiyorum ama bu çoğu zaman mümkün olamıyor... zaten yeni birşeyler yayınlamak bana hala büyük zevk veriyor..
5. Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor musun?
e tabii ister istemez bazen feragat ediyorum.etmiyorum desem yalan olur...
bende canım disalimi ve huriyecimi sobeliyorum...
4 Eylül 2008 Perşembe
kırmızı biber salatası
kırmızı biberlerin çekirdeklerini çıkartıp fırınlayalaım..dış kabuklarını soyalım,doğrayalım ve mayonezli yoğurtla karıştıralım...
miss gibi salatamız hazır...
3 Eylül 2008 Çarşamba
İFTARDA NASIL YEMELİYİZ?

Oruç tutan insanların dikkat edecekleri birkaç nokta var. En önemlisi, iftarda ve sahurda birdenbire ve çok fazla yemekle mideyi doldurmamak.
Ani mide gerginliği, hem tansiyon yükselmesine hem de nörolojik hormonların hızlı salgılanmasına yol açar. Az ve sık aralıklarla yemek en idealidir. Yemeklerin seçiminde ise, çok yağlı, çok tuzlu ve aşırı tatlı gıdalardan kaçınmak gerekir.
Bunların yerine hazmı kolay, mide bağırsak sisteminde uzun süre kalacak lifli ve selülozlu yiyecek tercih edilmeli. Maddi imkanlar el verdiğince iftar sofraları zeytin, hurma, çorba, sebze yemeği, meyve ve tatlıyla donatılır. Ağır tatlılar, reçeller, pastırma, sucuk, zeytin gibi tuzlu gıdalar, 12 saat aç kalmış bir mideye ağır gelir. İftar sofrasında tadımlık türden yiyecekler olmalı. En iyisi hafif bir çorba, bir sebze yemeği, etli de olabilir; ama fazla yağlı olmamalı.
Mutlaka yoğurt ve meyve tüketilmeli. İftarda yemeğe başlangıç için beyne doygunluk hissi veren çorba çok uygun bir yiyecektir. Ramazan aynı zamanda çeşit çeşit tatlıların sofralarda mutlaka yerini aldığı bir zamandır; ama çok ağır ve yağda kızartılmış tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmeli.
İftarda yenen ağır yemekler yağa dönüşür. İftardan sahura kadar geçen vakitte bir öğün eklenip hafif gıdalar alınabilir. Gece metabolizma hızı düştüğü için iftarda yenen ağır yemeklerin çoğunun yağa dönüşme ihtimali yüksektir. Normal bir insanın günlük su ihtiyacı 2-2,5 litredir. O nedenle mümkün olduğu kadar 6-8 bardak kadar su, gece boyunca mutlaka tüketilmeli. Bunun yanında meyve suyu, ayran gibi sıvı içecekler de alınabilir
İKİ RENKLİ TATLI (iftar etkinliği)


3 çay bardağı un
3 çay bardağı irmik
1 çay bardağı sıvı yağ
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı şeker
2 kabartma tozu
3 çorba kaşığı hindistan cevizi
2 çorba kaşığı kakao
şerbet:
4 su bardağı şeker
4 su bardağı su
limonun dörtte biri

önce şerbeti yapalım ve soğumaya bırakalım
hindistan cevizi ve kakao hariç tüm malzemeleri karıştırıp hamurumuzu elde edelim.bir fırın tepsisini yağlayalım ve hamurumuzu yağlanmış tepsiye dökelim. ve 200 dereceli fırında kızarana kadar pişirelim
fırından çıkarınca soğumuş olan şerbetimizi dökelim ve üstünü kapatıp tatlının şerbeti çekmesini bekleyelim.
tatlımız soğuyunca ve şerbeti çekince bardakla yuvarlaklar kesip çıkaralım(ben kalıpla yaptım).çıkardığımız kalıplardan arda kalan tatlıya hindistan ceviz ve kakaoyu ekleyelim ve karıştıralım.. ve bu kakaolu karışımı tatlıların üstüne kaşıkla yayalım..
üstünü de dilediğiniz şekilde süsleyebilirsiniz..kremşanti,antep fıstığı,fındık,ceviz.....vs..ben vişne koydum...
ramazanda misafirlerinize gönül rahatlığıyla yapabileceğiniz lezzetli bir tatlı tarifi verdim.. deneyin pişman olmazsınız..
bu tatlıyı sevilin düzenlediği İFTAR BEREKETİ etkinliğine gönderiyorum.
2 Eylül 2008 Salı
BİŞİ
SAHUR YEMEĞİNİN VAZGEÇİLMEZİDİR BİŞİ..
SADECE SAHUR MU CANINIZ NE ZAMAN ÇEKERSE..SABAH KAHVALTISI İKİNDİ ÇAYI.. AKŞAM YEMEĞİ... YANINADA MİSS GİBİ AYRAN.. SALATALIK DOMATES......BUYRUN AFİYET OLSUN
bişinin yapım aşamaları aşağıdaki gibi.. su,un tuz ve maya 4'lüsüyle hamur yoğrulur..kabarması beklenir..ve şeklini verip bol yağda kızartılır..
