Ramazan geldi. Acaba ona erişmiş olmak beni ne kadar mutlu etti? Ona erişmiş olmak beni nasıl etkiledi? Dünyanın en yalnız köşesinde 11 aydır gurbeti yaşarken sevdiğimin yanına gelmiş gibi mi oldum?
Çevremde kimse halimden anlamaz, kapı kapı yalnızlığı yaşarken havada yalnızlığı solurken, birden dünyam zengin bir eve, zengin bir canlılığa mı döndü?
Bunun cevabını tam vermekten korkuyorum. Aklıma Resulullah (sas) adı anılınca O'na salavat getirirken elimi göğsüme koymam geliyor. Hani O'na olan sevgimi O'nun ayrıcalığını kendime hatırlatıp O'na gönülden selam veriyorum ya, sonra öğreniyorum ki, O insanın elini göğsüne götürmesinin sebebi meğerse şuymuş; Resulullah (sas)'a âşık olan sahabe efendilerimiz O'nun vefatından sonra adı anılınca kalplerinin atışına özlemin kalp atışı şekline dönüşür hızına hakim olamayınca çarpıntıyı bastırmak için ellerini kalplerine koyarlarmış. Meğer O aşkın sevginin vücuda yaptığı etkiyi bastırmak içinmiş... Aklıma bu geliyor. Kalbine, kendine hakim ol, o gitti ama bizimle demekle elini ritüel olarak göğsüne koymanın farkı.
Ahh o Ramazan bir de benim yaşadığım Ramazan? Neden böyleyim? Derken gözümün önüne yükselip pervaz etmek isteyen bir zeplin veya balon geliyor. Uçmak istiyor, istiyor; ama bir türlü uçamıyor. Çünkü ipleri yerdeki kazıklara sıkı sıkı bağlı. Çözmek lazım. Kontrolsüz havalanmasın diye içi çuvallarla dolu. Boşaltmak lazım. Balonun içinde genleşecek ve uçuracak olan helyum gazını ısıtmak lazım. Bende uçmak, pervaz etmek istiyorum; ama iplerim sıkı sıkı dünyaya bağlı, bencillik, beklenti, hırs çuvalları kalbimde dolu, atmak lazım. Uçuracak helyumu ısıtacak, pervaz ettirecek olan ateşi yakmak lazım. Yani evrad-u ezkâra dikkatle devam, dili, kalbi, aklı Allah (cc) ile meşgul, Resulullah (sas) ile dost eylemek lazım ki; uçabileyim. Uçup mana ikliminde pervaz edebileyim. Ramazan'ı, Kadir'i Allah'a yakınlığı hissedebileyim.
Neden Ramazanlaşamıyorum? Neden Mirac'ı, Berat'ı, Regaib'i, cumayı hissedemiyorum? Beni dünyaya sıkı sıkı bağlayan iplerim neler? Sanki en kuvvetli ipim; "İnsanlar ne der?" sorusu. "Allah ne der?" sorusu çok aklıma gelmezken, "İnsanlar ne der?" hayatımın her yanını kuşatmış.
Namazın vakti geçebilir (Allah korusun) tehir olabilir. Ama randevularıma çok dakikimdir. Bana emanet olarak verilirken bedenimi, aklımı, gözümü, kalbimi abur cuburlarla doldururken, harcarken, toplantılarıma girenleri seçerim, herkesi almam... Sanki hayatımda "Allah ne der yok? ( O nasılsa AF eder!)" İpleri dünyadan çözmek lazım, çuvallarımı düşündüm; en büyük çuvalım sanki "beklentiler" gibi geldi. İlgi, sevgi, düşünülme, saygı, itibar görme... Hep bekliyorum.
Beklediklerimi bulamayınca kırılan bir dal gibi kuruyorum. Hatta bu arada en büyük beklenti olan RIZA'yı unutuyorum, her şeyi ondan beklemeyi bırakıp, fani beklentilerin peşinde koşarken öyle yoruluyorum ki, bu çuvalı zeplinden atmak lazım. Başka ağırlıklarım da var; bencilliğim, rahatı sevmem, hırslarım... İpleri çözüp çuvalları teker teker balondan bıraktıktan sonra sıra dengeli yükselebilmek için helyumu ısıtmam gerekiyor. Benim hayatımın motoru da evrad-u ezkârım olmalı. Her gün düzenli -az da olsa devamlı- belli beslenme kaynaklarım olmalı. Her gün mutlaka özel olarak Rabb'imle konuşmalıyım. Yani Kur'an-ı Kerim'i Rabb'imle diyaloğumun baş unsuru kabul etmeliyim..
İmanımı tazeleyip, onu kuvvetlendirmeyi her gün su içmek gibi vazgeçilmez görmeliyim. Aman ya Rabb'im gönül balonum nasıl da yükseliyor. Her dakikanın bahşedilen ne kadar özel bir ikram olduğunu, onu en iyi şekilde değerlendirmem gerektiğini hissediyorum... İnanmak ne muhteşem ve özel bir şey...
3 yorum:
canım benim..
tabii yaparım..elimden geldiği sürece ama bana mail adresini vermen lazım ..aslında şuan rss var gibi fakat açılmıyor..mutlaka sorun var..
dediğim gbi sana ulaşabileceğin bir adresini bana ver seve seve halletmeye çalışırım..
sevgilerimle
Canim ne güzel bir paylasim böyle emegine yüregine saglik.
Sobenin cevaplarini bir iki gün içinde yayinlicam insallah,hep yayinlamayi unutuyorum...:))
öpüyorum kendine iyi bak.
canım eğer ordaysan msn i açabilirmisin:)
görüşmek üzere
Yorum Gönder